Genel olarak affetmek, “başkasının size yaptığı kötülükleri hoş görmek” olarak algılanır. Ama bunun gerçek afla bir ilgisi yoktur. Affetmenin affedeceğimiz kişiyle hiç bir alakası yoktur. Affetmek bizim kendi içimizde tamamlayacağımız bir süreçtir. Kişiyi ve o kişiyle ilgili yaşadığımız acıyı, taşıdığımız yükü bırakma eylemidir. Bunu yaparak güçlenirsiniz. Geçmişi bırakırsınız, geçmişle olan bağlantıya son verirsiniz. Geçmişe ait sıkı sıkı tuttuğumuz yoğun duygulardan ve hislerden özgürleşirsiniz. Suçladığımız kişinin bizim hayatımızı etkilemesine artık izin vermeyerek gücünüzü yeniden elinize alırsınız. Affetme ancak bir anlayışın oluşması sonucunda ortaya çıkan bir duygudur. Nedir bu anlayış? “Artık o kişi beni eskisi gibi incitemez, yıpratamaz, ben buna izin vermiyorum” anlayışı. Bu bir yoldur. O kişilerin artık onu incitemeyeceği başka bir yola geçmeyi seçmektir. Affetmek geçmişin acılarını akıtmak demektir. İçerideki çöplüğü temizlemek demektir.
Affetmek biraz da vazgeçmektir. Kendimizi savunmaktan vazgeçmektir. Haklılığımızı kanıtlamaktan vazgeçmek. Onun neden bizim istediğimiz gibi biri olmadığını hiç durmadan sorgulamaktan vazgeçmektir. Onun neden bizi anlamadığını anlamaya çalışmaktan vazgeçmektir. Ona kendimizi ispat etmekten vazgeçmektir. Ona kendimizi sevdirme uğraşından vazgeçmektir. Affetmek, onunla ilgili sizi içine almaya ve gerçeklerden uzaklaştırmaya çalışan korku, öfke, incitilme veya acı, her neyse o duyguların özgür bırakılmasıdır. Duygu yükü altında düşünce ve inançlarımızı değiştiremeyiz. Duygular bizi paralize eder, mantıklı düşünceyi ezer. Bilinçli aklı ezer. Duygular boşaldıkça zihnin o muazzam akıl yürütme ve anlama gücü tekrar devreye girmeye başlar.
Af içeride kalan tüm olumsuzlukları çözer. Kendinizi affettiğiniz zaman kendinize daha sevgi ve saygıyla davranmaya başlarsınız. İlginç olan, bu davranış diğer insanlar tarafından da bilinçaltı düzeyde algılanır ve etrafımızdan da sevgi ve saygıyı kendimize çekmeye başlarız. Kendinin affı bilinçaltı düzeyde sizi hapsetmiş engellerden özgürleşmenizi sağlar. Eski, duygular, algılar, self sabotajlar, suçlamalar ortadan kalkar.
Affın da ötesi var mıdır? Evet vardır. Affın ötesi, yaşanan olaydaki iyiyi bulmaktır. Duygular boşaldığı zaman, o duygular orada kalsaydı asla ulaşamayacağınız bir zihinsel berraklığa ulaşırsınız. Affetme tamamlandığı zaman daha üst düzeyde ve geniş açılı bir bakış kazanırsınız. Olayları bambaşka bir açıdan anlamaya başlarsınız. Olayların iki yüzünü aynı anda görür, iyi veya kötünün sadece bir algı olduğunu anlamaya başlarsınız. İyiyi bulmak kötüyü yok saymak demek değildir. İyiyi bulmak o yaşanan olayların içinde mevcut iyiyi bulmak demektir. Negatif duygular boşaldıktan ve çarpık algılar düzeldikten sonra olaya bakıldığı zaman kendiliğinden ortaya çıkan bir iyiliktir bu.
Kendi içsel duygularını hala içinde taşıyan, boşaltmamış bir kişiye bunu anlatabilmek zordur. Bu, duygular boşaldıkça süreç içinde ortaya çıkan bir durumdur. Duygular boşalır, aflar sağlanır, kendinin affı yapılır. İçsel bütünlük sağlanır. Bu duruma gelmiş bir kişi için iyiyi bulmak kolaylaşır. Ama kendi içindeki birikmiş duyguları yok sayan bir kişi için, bu mümkün olmayan bir durum gibi görünür.
Affetmek ve iyiyi bulmak, sadece sözlerle sağlanacak bir anlayış değildir. Birçok kişi, “ben herkesi affettim”, “hep olumlu düşünürüm”, “olaylara iyi yönünden bakarım” der. Bu sadece sözdedir. Gerçek duygularla buluşmadan, ifade edilmesi gereken duygular ifade edilmeden, boşaltılmadan, bu anlayışı tam olarak içselleştirmek mümkün değildir. Ancak birikmiş duygular boşaltıldığında kendiliğinden gelen doğal bir süreçtir. Söze dökmeye bile gerek yoktur.
“Affetmek büyüklüktendir” diyerek yapmayın bunu ama, affetmeye kalktığınız herkese zaman içinde büyüklük taslamaya başlayıp, içinizdeki iyiliği maskelemeyin, büyüklük yaptığınızı düşünerek affetmeye çalıştıkça odağınız hep suçlamalarda kalır. Affetme eylemi baştan aşağı egonuzu besleyen bir duruma dönüşür. Önemli olan o deneyimden ne öğrendiğinizi bulmak ve bu deneyim için o kişiye oynadığı rol için teşekkür edebilmek.
Bütün mesele ve aslında büyük mesele hayatımızdaki kişileri olduğu gibi kabul etmek ve teşekkür etmek. Bir insanı olduğu gibi kabul edebilmek, onun da yaşadıklarının bize yaşattıklarının kendisi ve kendi egosu için en iyiyi yaptığına inandığını kabul etmek, başka bir insanın seçimlerine saygı gösterebilmek ve acı anıları sırtımızda taşımak yerine bu kabul duygusuyla gitmelerine izin vermek. Portakal orda kal diyebilmek.
Bir keresinde yanımda bir hanımla bir eğitim seminerindeydik. Seminer bittiğinde yanımdaki hanıma ne kadar güzel anlattı değil mi dedim eğitimci için, kendisi bana aynen şunu söyledi, “Hiç dinleyemedim valla nefret ettim.” Ünlü ve başarılı bir eğitimci için bunları duymak şaşırtmıştı beni. Sebebini sorduğumda aynen şunu söyledi hanım: Yıllardır küs olduğum ve nefret ettiğim görümceme çok benziyordu, hiç anlattıklarını dinlemeye tenezzül etmedim. İşte affedememek kendi hayatımızı bu kadar kilitliyor, Şimdi size soruyorum kim için affetmemiz gerekiyor?
Şimdi affedemediğiniz, sizi üzen, inciten bir kişiyi düşünün, ona hissettiğiniz duygular bedeninizde bir yerlerde harekete geçecektir. Fark edin, o kişi yüzünden bedeninizde nerede rahatsızlık hissediyorsunuz. Peki sizce şu anda hatırlamakta olduğunuz kişi için sizin hissettiklerinizin bir karşılığı var mı? Yoksa kendi hayatını yaşamaya devam mı ediyor? Kendini hasta eden, mutsuz eden kim? Lütfen bırakın bu hisleri. O kişiden ne öğrendiğinize, size sizin hangi karanlık yanınızı gösterdiğine bakın, teşhis edin duygunuzu ve bu benim şu duygum ve şimdi ve burada bırakıyorum deyiverin, değişimi hissedeceksiniz.
Örnek bir çalışma yapalım;
Şimdi geçmişte bırakamadığınız kırıldığınız, ya da öfke duyduğunuz bir kişiyi gözünüzde canlandırın ve ona şöyle söyleyin:
Seni görüyorum
İstediğim biri olamadığın için seni affediyorum
Bende senden kalan tüm olumsuz enerjiyi sırf kendime iyilik olsun diye bırakıyorum
Ben seni kendi iyiliğim için affediyorum
Sen benim sana verdiğim rolü çok güzel oynadın, şimdi hayatımda senin bu rolüne ihtiyaç duymaktan vazgeçiyorum. Seni kendimden, kendimi senden azat ediyorum
Acıyla, kırgınlıkla, şikayetle, öfkeyle beslenme ihtiyacımdan vazgeçiyorum.
Sen özgürsün en özgürüm.
Şimdi seni hayatımdan uğurluyorum, sen artık geçmiştesin
Şimdi gözünüzde canlandırdığınız kişinin size el sallayıp geçip gittiğini gözünüzde canlandırın.
Bu çalışmayı bir kaç kez tekrarladığınızda, özellikle duygunuza da doğru teşhis koymuşsanız, üstünüzden ne çok yük kalktığını fark edeceksiniz.
Lütfen affetmenin hafifliğini yaşamak için kendinize izin verin.
Yeşim Bayraktar